Filistinliler’in çileli yolculuğu zamanımızda daha da ağırlaşıyor. Her davanın yolculuğunu başlatan sembol isimleri vardır. Onlarda Osmanlı sevdalısı ve Osmanlı askerlerinden İzzettin El-Kassam’la özdeşleştirmişler davalarını... Hayatı emperyal ve siyonist işgalcilere karşı başlatıp sürdürdüğü isyanla geçen, Filistin mücadelesinin en önemli isimlerinden müderris, mücahit bir alim Şeyh İzzeddin el-Kassam… Filistin'in emperyal ve siyonist işgalden kurtulup bağımsız bir İslam ülkesi olması için harekete geçen ilk din alimi ve vaizlerden.
Suriye’de Lazkiye’ye bağlı Cebale’de 1882’de doğdu. Babası medresede müderris, şeriat mahkemesinde üye ve Kādirî tarikatının da mürşidi idi. 14 yaşına kadar eğitimini babasından aldı. 14 yaşında iken kardeşi Fahreddin’le birlikte Kahire’ye El-Ezher Üniversitesi’ne gitti. 1909’a kadar El-Ezher’de eğitim gördü. Cebale’ye döndükten sonra medresede müderrislik yaparken camilerde de vâizlik yaptı. Kassam'ın ünü yaptığı vaazlarla tüm Suriye'ye yayılmaya başladı.
İtalyanlar 1911’de Libya’ya saldırınca genç bir vaiz olarak ferdi eylemlere başlayan Kassâm, Trablusgarp direnişini örgütleyip birlikler gönderen, halkı da sürekli silâhlı mücadeleye çağıran bir isim oldu. Libya'da Ömer Muhtar'ın mücadelesine destek oldu. Düzenlediği protesto eylemleriyle adını duyurdu. Halkı silahlı mücadeleye ve Libya’ya gönüllü asker olmaya çağırdı. Bununla da yetinmedi, Libya’da savaşan Türk subaylar ve yerli aşiretler için para toplamaya girişti. Osmanlı askerlerini desteklemek için bir de marş yazdı. Osmanlı’nın zor zamanlarında Osmanlı ordusuna gönüllü asker oldu ve gönüllüler topladı. 1. Dünya Savaşı başladığında Osmanlı ordusu saflarında doğrudan çarpışmak üzere orduya katıldı. Gerekli askerî eğitimden geçirildikten sonra cephede garnizon imamı olarak görevlendirildi. Osmanlı Devleti’nin 1. Dünya Savaşında yenik sayılmasıyla yayılan emperyal işgalde Ortadoğu’nun koparılması konusu ortaya çıkınca Cebale’ye döndü. Suriye’de Fransız işgaline karşı bir halk ordusu oluşturup cihada başladı.
Etkileyici vaazlarıyla ve ilmi çalışmalarıyla ünlenen İzzeddin El-Kassam’ın vaazları sömürgeci güçleri ve işgalci siyonist teröristleri çok rahatsız ediyordu. Çalışmaları zalimleri rahatsız edici boyutta olduğu için hakkında Fransızlar tarafından idam kararı verildi. Bunun üzerine Filistin'in Hayfa şehrine yerleşti ve burada faaliyetlerini sürdürdü.
…
Hayfa’da dersler vermeye başlayan Kassâm bir yandan da İstiklâl Camii’nde imam-hatiplik yaptı. Hasan el-Bennâ’nın öncülüğünde kurulan Müslüman Gençler Derneği’ne (Cem‘iyyetü’ş-şübbâni’l-müslimîn) katıldı. Bir süre sonra da başkanlığına seçildi. İngiliz ve siyonist işgaline karşı halkını bilinçlendirmeye ve direnişe yönelik faaliyetler yaptı. Taraftarlarını örgütledi.
Kassâm, siyonizmin İngiliz manda idaresi tarafından desteklendiğini düşündüğü için asıl mücadelenin İngilizler’e karşı verilmesi gerektiğine inanıyordu. Bu minvalde de mücadele etti. Filistin cihadının en önde isimlerinden olarak Müslümanların bilinçlenmesi ve işgale karşı direnişle ilgili çok yönlü mücadeleler veren İzzeddin El-Kassam, Cenin yakınlarındaki Ya'bed Tepesi'nde 14 mücahidiyle birlikte bulunduğu sırada, 500 kişilik İngiliz birliği tarafından 20 Kasım 1935’de şehit edildi. Cenazesi Hayfa’ya defnedildi.
İzzeddin El-Kassam, yaşarken olduğu gibi ölümünden sonra da karakteri ve ismiyle Filistin halkını harekete geçirecek bir sembol hâline geldi. Fani hayatında bilgisi, birikimi, azmi, mücadeleci kimliğiyle Filistinliler’i organize edip fikren, zihnen ve bedenen sağlam ve diri tutarken, şehadetinden sonra şahs-ı manevisiyle Filistinlileri ruh ve zihin bakımından her zaman diri tutup, cesaret kazandırdı. Bu sebeple hepsi hafız olan, kaza namazları dahi bulunmayan ve ekserisi yetim çocuklardan oluşan en özel birlik olan Kassam Tugayları, ismini İzzeddin el-Kassam'a nispetle almıştır.
“Mühim olan illa da bu savaşı bizim kazanmamız değildir. Asıl mühim olan bizim ümmete ve gelecek nesillere iyi bir ders vermemiz, onlarda cihad ruhunu diriltmemizdir.” diyordu talebelerine şehit İzzeddin El-Kassam… Ve dersine çalışmış talebeleri şimdi imkansızlıklar içinde destan yazarken, ruhunu satmış ümmet imkanlar içinde derin uykudan uyanmıyor hala. Başkalarının hayatı, makamı, parayı ve dünyayı sevdiğinden daha fazla ölümü seven tugayların temellerini atan büyük dava adamını rahmetle ve minnetle anıyoruz.
Yorum yazarak Açıksöz Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Açıksöz Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Açıksöz Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Açıksöz Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Açıksöz Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Açıksöz Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Açıksöz Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Açıksöz Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.