Başöğretmen Atatürk: “Öğretmenlerimiz, dünyanın her yanında insan topluluğunun en fedakâr ve en saygıdeğer unsurlarıdır.” demişti.
Öğretmenler yarınlarda ülkeyi idare edecek nesilleri yetiştirmek gibi büyük bir sorumluluğu üstlenmiş insanlardır. Bu sebeple yarınlarımızı güven altına alabilmemiz öğretmenlerimizin öğretmen yetiştiren eğitim kurumlarında çağın gereklerine uygun olarak en iyi bir şekilde eğitilmeleri; öğretmen olarak da görev yaptıkları yıllarda kaliteli, bilimsel metotlarla öğrencileri yetiştirebilmeleri için en iyi imkânlarla donatılmaları gerekmektedir.
Ülkemizde her ilde bir üniversite açılmasıyla bu üniversitelerde eğitim fakülteleri açılmış, Türkiye’nin ihtiyaçları dikkate alınmadan bu okullara öğrenciler alınmış, ihtiyaçtan çok fazla mezun verildiği için de günümüzde “atanamayan öğretmenler” diye bir sorun ortaya çıkmıştır. Millî Eğitim Bakanlığı’na göre 376.000; öğretmen sendikalarına göre 460.000 atanamayan öğretmen bulunmaktadır. Ayrıca eğitim fakültelerinden mezun olmadığı halde formasyon eğitimi alarak öğretmenlik hakkı kazanan gençler de vardır. Bunlarla beraber ataması yapılamayan öğretmen sayısı 600.000’i bulmaktadır. Gerekli tedbirler alınmadığı taktirde bu sayının 2023 yılında 1 milyona ulaşacağı ifade edilmektedir. Bu gençlerin içinde inşaatlarda çalışanlar, kasiyerlik, kapıcılık yapanlar gibi çok acı gerçeklerle karşılaşmaktayız. Hatta bu gençler içinde yüksek lisans yapanlar, ikinci bir fakülte bitirenler de bulunmaktadır. Özel okullarda iş bulabilen gençler de genellikle asgari ücretle çok zor şartlarda çalışmaya mahkûmdurlar.
Coronavirüs şartlarında yapılan eğitim faaliyetleri, öğretmenler ve öğrenciler açısından büyük sıkıntı ve belirsizliğe sebep olmaktadır. Öğrencilerin bir bölümünün evlerindeki elverişsiz şartlar, bilgisayar ve hatta televizyon olmaması eşitsizliğe sebep olmaktadır. Bu durum da öğretmenlerimizin moral motivasyonunu etkilemektedir. Ama her türlü olumsuz şartlara rağmen öğretmenlerimiz öğrencilerine faydalı olabilmek için üstün gayret göstermektedirler.
Öğretmenlerimizin acilen maddi durumları düzeltilmeli, seçim öncesi verilen 3600 gösterge sözü mutlaka yerine getirilerek bir nebze de maddi yönden nefes almaları sağlanmalıdır.
Öğretmenlerimizin 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü kutlar, sağlık, başarı ve mutluluklar dilerim. Hayattaki öğretmenlerimin ellerinden öpüyor saygılarımı sunuyorum. Sevgili öğrencilerimin gözlerinden öpüyor, başarılar diliyorum.
Başta Başöğretmen Atatürk olmak üzere ebediyete intikal etmiş öğretmenlerimizi de saygı ve rahmetle anıyorum. Mekânları cennet olsun.
Yazımı öğretmenlerimize armağan ettiğim aşağıdaki şiirimle bitiriyorum:
BU GÜL SENİN ÖĞRETMENİM
Asma yüzünü ne olur
Her zaman gül öğretmenim
Mutlu olmak senin hakkın
Bu gül senin öğretmenim
Seni üzen her ne ise
Keder verir hepimize
Oysa hakkın senin neş’e
Bu gül senin öğretmenim.
Pınarbaşı, Daday, Küre
Uzak, yakın her bir yere
Gidersiniz seve seve
Bu gül senin öğretmenim
Taşköprü’de, Hanönü’de
Devrekâni, Araç, Cide
Bayrağımı çek göndere
Bu gül senin öğretmenim.
Ilgaz’daki çamlarsın sen
Gökırmak’ta çağlarsın sen
Tosya’daki bağlarsın sen
Bu gül senin öğretmenim
Karanlığa ışık saçtın
Yolumuzu aydınlattın
İyi günler elbet yakın
Bu gül senin öğretmenim
Alper, Aslı, Zeynep, Hasan
Diktiğiniz küçük fidan
Meyve verdi bak kocaman
Bu gül senin öğretmenim
Sınıflarda Ayşe, Ali
Gönüllerde sevgi seli
Öğrettin hep güzel, iyi
Bu gül senin öğretmenim
Öğretmenim geliyoruz
Seni pek çok seviyoruz
Ellerinden öpüyoruz
Bu gül senin öğretmenim
Yorumlar